Atina



Atina Şehir Rehberi

Yunanistan'ın başkenti Atina, 3,7 milyonluk nüfusuyla aynı zamanda ülkenin en büyük kentidir. Ülkenin ekonomik, kültürel ve ulusal merkezi olan Atina adını savaşçı bilgelik tanrıçası olan Athena'dan alır. Uygar dünyanın demokrasi ve özgürlüğü sembolize eden kenti olarak anılan Atina batı dünyası uygarlığının da beşiği olarak nitelendirilir. Demokrasinin doğuşu M.Ö. 508'de Atina'da gerçekleşmiştir.

Gezilebilecek Yerler

Antik kalıntılar kente ait en önemli kültürel ve tarihi mirası meydana getirir. Başkentin dağınık yerleşim yapısının aksine turistik yerler daha toplu bir görüntü ortaya koymaktadır. Bu sayede Atina'daki başlıca turistik yerleri gezmek için bütün kenti baştanbaşa dolaşmanıza gerek kalmaz.

Batı dünyasının ve Antik Yunan'ın en önemli tarihi antik eseri olan Akropolis’i görmek için bir gün mutlaka Atina'ya uğramalısınız. Adını eski Yunanlılardan alan Anafiotika'daki bu heybetli arkeolojik abide Atina'nın her tarafından görülebilir. Parthenon, Erechtheion, Athena Nike Tapınağı ve Propylaea üç tepeden oluşan Akropolis'deki başlıca önemli anıtlardır.

Monastirtaki'de bulunan antik Agora, antik Yunan'ın en önemli ticari, politik, sosyal ve idari merkezi olmuştur. O dönemdeki alışveriş mekanları da burada yoğunlaşmıştır. Socrates'in insanlara hitap ettiği yerlerden biri olan Stoa of Zeus Eleutherious, Agora Müzesi ve daha fazlası bu antik zaman çarşısında bulunur. Eğer antik dönemlere ait kültürel yapıyı tanımak istiyorsanız Agora'yı mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Bennaki Müzesi (Kolonaki), Yunan Halk Sanatları Müzesi (Greek Folk Art Museum-Plaka), Olympion Tapınağı (Syntagma), Acropolis'in yanı başındaki Dionysus Tiyatrosu, Ulusal Arkeoloji Müzesi (Exarhia), bünyesinde neoklasik evleri, Türk camilerini, Bizans kiliselerini, antik eserleri barındıran Plaka ve Anafiotika tarihi kent yerleşimleri, Atina'daki zengin tarihin ipuçlarını verir.

Doğal yapı ve iklim

Yunanistan'ın tarihsel başkenti olan Atina, Ege Denizine açılan ve artık kentle birleşmiş olan Pire limanının bulunduğu Faliron Körfezinden 8 km içeride, kuzey-güney doğrultusunda bir dizi tepeyle kesilen kurak bir havzada yer alır. Yazları kuruyan Kifisos Nehri kentin batı yarısından, genellikle kuru olan Ilisos Nehri de doğu yarısından geçerek denize dökülür. Kenti Parnis (1,413 m), Pendeli (1,096 m), İmittos (1,026 m), Aigaleon (468 m) dağları kuşatır.
Atina, Köppen iklim sınıflandırmasına göre yarı kurak bir iklime sahiptir. Atina'nın iklimi yumuşaktır. Kışları kar çok az yağar, don ender görülür (sıcaklık 0 °C'nin altına pek inmez). Yazları sıcak (ortalama en yüksek 34 °C) ve kurudur. Yazın çoğu zaman gün boyunca poyraz eser, geceler serindir. Atina ikliminin bütün bu özellikleri kentte açık hava etkinliklerinin yaygınlaşmasını sağlamış, mimarlık üslubu, toplumsal yaşam ve siyasal kurumlar üstünde önemli belirleyici etkiler yapmıştır

Kültür ve Eğlence

Kozmopolit bir kent olan Atina özellikle Hellenistik kültürün etkileri altındadır. Her yıl yapılan Hellen Festivali bu kültürün en güzel örneğidir.

Atina aynı zamanda Avrupa'nın sanat sembollerinden biridir. Hilton, Atina’nın karşısındaki Ulusal Sanat Galerisi, El Greco'nun en güzel çalışmalarındandır.

Plaka'daki Cine Pari Sineması ve Zappeio'daki Aigli Sineması yazın kente gelenlere açık hava sineması keyfi yaşatır. Herodes Atticus Tiyatrosu; Aeschylus, Sophocles ve Euripides'e ait komediler ve antik Yunan dramalarından örnekler sunar. Matematikçi Plato, trajedi yazarları Sophocles, Euripides ve Aeschylus Atina'da doğmuşlardır.

Rembetika antik Yunan müziğinin en güzel örneğidir. Tavernalar Atina eğlence hayatının, vazgeçilmez unsurudur. Plaka'daki tavernalara mutlaka uğramalısınız. Bale, opera, klasik müzik, çeşitli konferanslar ve sergilere ev sahipliği yapan Megeron Mousikis Athenon, Atina'nın en modern konser salonlarından biridir.

Atina'nın gece yaşamında her türlü eğlence alternatifi vardır. Kentte bulunan çok sayıda ve çok çeşitli eğlence mekanı, gece hayatının sınırsız alternatiflerinin yaşandığı yerlerdir.  
  

Yeme İçme

Yunan mutfağı çok zengin bir Akdeniz menüsüne sahiptir. Atina her türlü lezzetli geleneksel yemeğin sunulduğu tavernalarla (özellikle Plaka'da) dolup taşmaktadır. Atina Japon şusisi, Hindistan lezzetleri, içecekleri ve antik Yunan şarapları ile sizlere çok farklı tatlar sunar.

Farklı farklı içecekler ve Yunan mezelerinin sunulduğu Monastraki ve Psirri mahallelerine mutlaka uğramalısınız. Syntagma ve Kolonaki, kaliteli ve pahalı yemek alternatifleriyle ön plana çıkan kentin önemli bölümleridir. Gazi ve Rouf, kulüp, bar ve ana yemeklerin servis edildiği mekanlarla dolup taşmaktadır.

Alışveriş

Atina alışveriş tutkunları için mücevher, antika, el sanatları ve antik motifli giysiler, yöresel hatıra eşyaları, moda elbiseler ve ünlü markaların modern tasarımlarına kadar birçok alternatif sunmaktadır.  Atina yüksek gelirlisinden düşük gelirlisine herkesi alışverişe teşvik eder.

Kentin Plaka ve Monastiraki bölümleri; cezbedici mücevherat, antika ve her çeşit süs eşyasını bulabileceğiniz yerlerdir.

Kolonaki moda tutkunları için kentteki en iyi yerlerden biridir. Burada Versace, Gucci, Armani vb. ünlü uluslararası ve Yunan markalarını bulabileceğiniz butikler mevcuttur.

Ermou’nun yayalara ayrılmış caddelerinde çok keyifli ve kaliteli alışveriş imkanı bulacaksınız. Avrupa'nın ünlü giyim markalarının da bulunduğu bu mağazalardan dilediğiniz gibi alışveriş yapabilirsiniz.

Monstraki bitpazarlarıyla ünlü iken Kentriki Agora Omnia Atina'daki gıda pazarının merkezi konumundadır.

Detaylar:

Atina, (Yunanca: Αθήνα, Athina) Yunanistan'ın başkenti ve yaklaşık 4 milyon kişilik nüfusuyla en büyük şehridir. Eski Yunan medeniyetinin de merkeziydi. Etrafı tepelerle çevrilidir ve yalnız batı kısmı açıktır. İskelesi olan Pire'ye 7 kilometre uzaklıktadır.
Kozmopolit ve modern bir şehir olan Atina, antik çağlarda da önemli bir ticaret ve kültür merkeziydi. İsmi, koruyucusu olan savaş tanrıçası Athena'dan gelmektedir. 1896 ve 2004 Yaz Olimpiyatlarına ev sahipliği yapmıştır. Atina, ibadete açık cami bulunmayan tek Avrupa ülkesi başkentidir. Kentin yüzölçümü 39 km², metropoliten alanın yüzölçümü ise 427 km²'dir.

Kentin yapısı ve görünümü

Ortadoğu'dan bakıldığında Atina ilk Avrupa kentidir. Avrupa'dan bakıldığında ise Batı'dan Doğu'ya geçişin ilk belirtisidir. Ama Atina'yı Doğu ile Batı'nın bir karışımı olarak değerlendirmek de yanlıştır. Atina kendine özgü tarihiyle bir Yunan kentidir. Atina'nın nüfusu 1830'lardan sonra gözle görülür biçimde arttı. 1920'lerde Anadolu'dan gelen göçmenler, daha sonra da II. Dünya Savaşı ile 1946-49 arasındaki iç savaş sırasında kırsal bölgelerden kente akın, bu artışı hızlandırdı. 1960'lara gelindiğinde Atina büyük ve kozmopolit bir kent görünümüne bürünmüştü. Halkın çoğunluğu Ortodoks mezhebine bağlıdır. Atina'daki ruhani meclisçe yönetilen Yunan Ortodoks Kilisesi, Yunan dilinin, geleneklerinin ve edebiyatının canlı tutulmasında başlıca rolü oynayan kurumlardan biridir.
Atina, Yunan Bağımsızlık Savaşı sırasında tümüyle boşaltılmıştı. 1833'te yalnızca Akropolis'in kuzeyindeki küçük, dağınık evlerde 4 bin dolayında Atinalı vardı. Bavyera'dan Yunanistan'a kral olarak getirilen 18 yaşındaki Otho, kentin iki katlı tek taş yapısında oturmak zorunda kalmıştı. Otho Alman mimarlara bir saray yaptırdı. Sarayın aşağısında geniş bir bahçe alan (Sintagma Meydanı) düzenlendi. Victoria dönemi Londra'sında egemen olan mimarlık üslubunda binalar yapıldı. Buna Atina'da Otho üslubu denmektedir. Bu dönemde yeni başkentin yıllık büyüme hızı yüzde 7'ye ulaştı. Nüfusu 1907'de 167,479 oldu. Omonia Meydanı'nın açılmasını, Atina-Pire demiryolunun yapımı izledi. Sarayın Alman mimarlarının yaptıkları Atina Akademisi, Atina Üniversitesi ve Ulusal Kitaplık binaları Yunan Canlandırmacılığı üslubundadır.

Osmanlı dönemi

1458'de Osmanlılar Atina'yı ele geçirdiler. Latinler tarafından Katolik kilisesine çevrilen Parthenon, cami haline getirildi. Kentin alt bölümlerinde de camiler inşa edildi. Evliya Çelebi 1667-1670 arasında yöreyi ziyaret etmiş ve kentte dört cami, yedi mescit, bir medrese, üç mektep, iki han ve üç hamam olduğunu yazmıştı. Kentte ilk inşa edilen camilerden Fethiye Camisi, bugün müze deposu olarak kullanılmaktadır. Çeşitli dönemlerde yapılan sekiz camiden pek azı bugün ayaktadır. Hamamlar ise halen kullanılmaktadır. Barutun kuşatmalarda kullanılması ile birlikte kentin klasik mimarisi değişti. 17. yüzyılın ortalarına değin ayakta kalabilen Akropolis, kuşatmalar sırasında top atışıyla tahrip oldu.




                 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *