Ve 20 dakikalık yolculuğun ardında Blagaj Tekkesinde'yiz.
BLAGAJ HAKKINDA
Blagay, (Blagaj) Bosna-Hersek'in Hersek-Neretva Kantonunda, Mostar havzası'nın güneydoğu
bölgesinde yer alan bir kasabadır. Burası Bišće ovasının kenarında bulunan ve kent yapısı rahatlıkla Bosna-Hersek'in diğer yapılarından kolaylıkla ayırt edilebilen, Bosna-Hersek'in en değerli kentsel ve kırsal alanlarından biridir. Blagay'ın ılıman bir iklimi olduğu için, bu şehrin ismi büyük olasılıkla Boşnakça'da ılıman anlamına gelen Blaga kelimesinden gelmektedir.
Buna Nehri'nin (Vrelo Bune) kaynağı güçlü bir karstik pınardan gelmektedir. Blagay kasabasının tepesinde bulunan eski Blagay Kalesi, Hersekli asilzazedelerden Stjepan Vukčić'in yaşadığı yerdir. Sarı Saltuk'un Türbesi de burada bulunmaktadır.
Ünlü Blagay Tekkesi ise Buna Nehri'nin kaynağında bulunmaktadır. Blagay Tekkesi, Osmanlı mimarisi ve Akdeniz tarzının etkileriyle 1520'li senelerde inşa edilmiştir ve Bosnalılar tarafından ulusal anıt kabul edilir.
Bölge 1465’de Osmanlıların eline geçtikten sonra
muhteşem bir doğaya sahip bu bölgede kurulan bu tekke Bosna’nın yerel halkı
olan Boşnaklar’ın hızla müslümanlığı seçmesinde çok önemli bir rol oynadı.Boşnaklara
müslümanlığın ilk yayıldığı yer.
Bugünlerde Nakşibendi tekkesi olan Blagay, bir
bektaşi tekkesi olarak kuruldu. Osmanlılar özellikle Balkanlara (Yeniçeriler de
bektaşi dergahına bağlıydı) yolladıkları bektaşi dervişleri ve babaları
sayesinde çok kısa sürede yüzbinlerce kişinin müslümanlaşması’nı sağladı.
Bektaşi dervişlerinin hoşgörülü ve özellikle hakkaniyetli tavırları,tarih
boyunca hep karmaşa ve savaş içinde
yaşamış, bölge halkının müslümanlığa büyük sempati duymasını sağladı. Osmanlı
da bu yeni müslüman olan halka hemen kucak açtı ve kendi öz halkı olarak kabul
etti. Hatta çok rahat denebilir ki Osmanlılar en fazla yatırımı da bu bölgeye
ve halkına yaptı. Hala bir çok Boşnağın ‘’Biz Osmanlıyız!’’ demesinin sebebi de
bu karşılıklı büyük sevgiydi.
Bu sevginin simgesi de Blagaj Tekkesi’ydi.
Oldukça mütevazı bir tekke olan Blagay, etrafına daha sonra yapılan binalarla
artık oldukça görkemli. Yapılan binalar bölgenin ve tekkenin mimari dokusuna
uygun ve bence oldukça başarılı. Sokullu Mehmet Paşa’nın köyü olan
Sokoloviç’de, Sokullu’nun köyüne armağan ettiği, 500 yıllık camiye yapılan
restorasyonu gördükten sonra burası gerçekten de çok iyi korunmuş diyebiliriz.
Sarı Saltuk, Fatih Sultan Mehmet’in oğlu Cem
Sultan’ın himayesinde derlenen Saltukname adıyla da bilinen halk efsanesinin
kahramanı. Anadolunun ve Rumelinin fethi sırasında önemli rol oynayan
efsaneleştirilmiş bir bektaşi babası.
12 türbesi olduğu söylenen Sarı Saltuk’un bu
kadar çok türbesinin olmasının sebebinin, İslamiyet’in yayılmasını sağlamak
amacıyla türbelerinin birden fazla yerde olmasını kendisi istemesi olduğu
rivayet ediliyor.
Blagaj Tekke’sinin girişinde bulunan balık
restaurantları, Buna’nın kaynağında avlanan lezzetli balıklarıyla ünlü… Tekkeye
geldiğinizde bu güzel restaurantlar’da hem güzel bir yemek yiyebilirsiniz hem
de bu doğa harikasını ve Blagay Tekkesi’nin o güzel mimarisini doya doya
izleyebilirsiniz. Ayrıca Türk kahvesi ve çayı da mevcut...
Bu arada Mostara geldiğim ilk gün itibari ile gördüğüm savaştan kalma manzaralar beni çok üzdü.Gerçekten Boşnak'lar büyük acılar çekmişler. Her yerde delik deşik olmuş evler camiler..
Tüylerimizin diken,diken olduğu blagaj tekkesi ziyaretini bitirip,tekrar taxi ile Mostar merkeze gitmek için yola çıkıyoruz...Mostar'da 2.günün ardından ertesi sabah Saraybosna yolculuğuna gideceğimiz için konakladığımız Pansiyon'a gidiyoruz ve dinlenmeye çekiliyoruz.
Yeni bir gün ve yeni bir macera için sonraki sayfa butonu'na tıklayınız...
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder